MUSTAFA YILMAZ mustafa-yilmazzz@hotmail.com
10 Ekim 2009 Cumartesi İNSAN KILIKLI HAYVANLAR Yazımın başlığını hoş karşılamayabilirsiniz. Fakat IMF toplantılarının yapıldığı İstanbul’da IMF’ yi protesto adına ortaya konan görüntülere sebep olanlar için hayvan tabirini kullanmam yetersiz bile kalıyor. “Kahrolsun Amerika, emperyalizme hayır” sloganları eşliğinde gösterilen tepkide sınırlar aşıldı. Büyük çoğunluğunu üniversiteli gençlerin oluşturduğu bu talancılar, ayaklarındaki nike marka ayakkabının verdiği rahatlıkla İstanbul sokaklarında rahatsızlık meydana getirdiler.
Anne babalarının büyük ümitlerle üniversite eğitimine gönderdikleri, ihtiyacını gidersin, eksiği kalmasın, kafasını derse versin, gereksiz meşguliyetlerle vakit kaybetmesin dedikleri bu gençler, ailelerinin kendileri için her ay düzenli olarak bankaya yatırdıkları paraları büyük bir huzurla, karşı oldukları bankaların bankamatiklerinden çekerlerken, aynı bankaların camlarını ise “kapitalizme hayır” diyerek kırdılar.
Öğrencilik adına yapılmayacak her türlü başı bozukluğu sergileyen bu yağmacılar, iki yüzlüler, arkadaş gruplarıyla toplanma mekânı olarak seçtikleri Mc Donalds ‘ larda, Burger King’ lerde coca colasını yudumladılar, patates kızartmasını kırtlattılar ama söz vatanseverliğe gelince, yabancı mallarına hayır demeye gelince ise, bu iş yerlerini insan oturamaz hale getirdiler. İçlerinde yaşattıkları insan sevgisi(!) nedeniyle de içerde yemek yiyenleri dışarı çıkartıp yaptılar yağmacılığın en üst versiyonunu bu hayvancıl yaratıklar.
Hele ki vazifesini yapmakta olan polis memurlarına karşı takındıkları tavırın ise izahı mümkün değil. Azıcık akıllarını kullanmaya müsait olsalar belki derlerdi, durun arkadaşlar, biz kime saldırıyoruz, diye.Akılları yok desem o da olmaz. Kaldı ki İstanbul gibi kozmopolit bir yerde üniversite eğitimi almak, düşük zekayla mümkün olmasa gerek.
Gözleri o kadar dönmüş ki hareket halindeki polis helikopterine havai fişek bile attılar. Gerçekten bu gençlerin ne yapmak istediklerinin izahı zor. Diyelim ki aracına sıkıştırdığınız ve aracının içinden cama ateş etmek zorunda kalan polise bir zarar gelse bundan nasıl bir mutluluk duyardınız?
Mesai saatleri içinde görevini yapan motosikletli trafik polisinin üstüne grup halinde saldırıya geçmeniz mi vatanseverliğiniz?
İşçinin haklarını istiyoruz ve savunuyoruz görüntüsü vererek ekmek parasının derdinde olan esnafın dükkânlarına maddi zarar vermeniz mi sizlerin vatanseverliği?
Bankalara takındığınız düşmanca tavırın etkisiyle parçaladığınız bankamatiklerden sizin gibi üniversite öğrencisi olan fakat aynı düzeyde vatansever olamayanların maddi ihtiyacına engel olmak mı sizlerin vatanseverlik anlayışı?
Sözde vatanseversiniz ya, askerlik yapanlarınız bilir. Askeri birliklerde şöyle bir ibare vardır: Vatanını en çok seven görevini en iyi yapandır. En vatansever sizsiniz ya; kırmak, dökmek mi sizin göreviniz? Bunları yapınca mı boynunuza üstün hizmet madalyası takacaklar? Bunları yapınca mı meclis üstün hizmet ödülü verilecek size?
Desenize biz boşuna yaşıyoruz. Sizin kriterlerinize göre bizler hak etmiyoruz vatandaşlığı. Bizler hak etmiyoruz bu sınırlar içerisinde yaşamayı. Ve bizler hak etmiyoruz nefes almayı. Çünkü siz gibi vatanseverler varken bize ne gerek var. Hatta engel bile oluyoruzdur vatansever hareketlerinize. Kolay değil vatanseverlikten uzak mahalleliden dayak yemek. Ama nerden bilecektiniz ki mahallelerine girdiğinizde, iş yerlerine, evlere Molotof kokteylleri attığınızda mahallelinin tam teçhizat karşınıza dikileceklerini.
Sözde vatanseverlikten gerçek vatanseverliğe geçecek olursak varsın olsun bilmeyin bunları. Varsın olsun dayak yiyin, coplanın. Ama yaptıklarınız HAK için olsun, haksızlık için değil.
Yazımı sonlandırmadan evvel şunu da ekleyeyim. Karşı olduğunuz bu IMF var ya, yaptığınız talandan, yağmadan kesinlikle çok etkilenmiştir(!)
Galiba tek bir cümle yeter tüm olanları anlatmaya:
ALLAH HİDAYET VERSİN...